7 Kasım 2013
ALEISA FISHMAN:
Elizabeth ve Oliver Stanton Vakfı’nın cömert desteğiyle Amerika Birleşik Devletleri Holokost Anı Müzesi tarafından gerçekleştirilen Antisemitizm Üzerine Sesler adlı podcast serisine hoş geldiniz. Ben sunucunuz, Aleisa Fishman.
Etrafımız her zaman propagandayla çevrili: Bazıları iyi niyetli, bazılarıysa tehlikeli. Propaganda, Holokost sırasında yıkıcı bir etkiyle kullanıldı. Gündelik hayatımızda propagandaya neden açık olduğumuzu anlamak, üzerinde çalışılmasını hak eden bir konu. Bu aydan başlayarak Müze’nin, Nazi propagandasının gücünü konu alan Aldatmacanın Devlet Hâli sergisi ülkeyi dolaşacak. Bugünkü podcast’imiz, bu serginin bir bölümü: Genç ve yaşlı insanların propagandayla kendi ilişkilerini ve ona karşı kendini koruma yollarını tartışmalarından oluşturulmuş bir derleme.
Kadın No. 1: Bir anne olarak bana yönelik görünen mesajlarla özellikle ilgiliyim. Ticarî reklam ya da siyasi kampanya, çocuklarınızı korumanız ya da çocuklarınız için en iyisini yapmanız için size sesleniyorsa ve bu mesajı çok ama çok basit cümlelerle veriyorsa işte o zaman dikkat kesilip meselenin iç yüzünü kavramaya çalışıyorum.
Erkek No. 1: Duygusal olarak ya da bilinçaltında inandığınızla uyumlu olan propaganda, doğruluğunu, hakikatini en az araştırmayla kabul edeceğiniz propagandadır. Birisi, duygusal olarak çok katıldığım bir şey söylediğinde, “Şimdi, bir dakika” derim. “Şimdi, bir dakika” demeliyim, ancak ben de diğer herkes gibi insanım. Çoğumuz, “Bunun doğru olduğunu biliyorsun” diyecektir, “Benim bakış açıma uyuyor.” Böylece doğrudan kabul edersiniz. Tabii daha sonra da başkalarına aktarırsınız.
Kadın No. 2: En tehlikeli propaganda türü, bir grup insanı diğerine karşı olmaya iten, ayrımcılık ya da zarar vermeyi teşvik eden türdür.
Erkek No. 2: İnsanları karşı karşıya getirmek: Nazilerin kullandığı propaganda kesinlikle bu türdendi ve ne yazık ki Nazilere güç kazandıran, çok ama çok etkili bir yol ve silahtı.
Erkek No. 3: Bence bir stereotipi bir çocuğun zihnine ne kadar erken yaşta kazırsanız onlar için yaşları ilerledikçe bu stereotipi zihinlerinden atmak o kadar zorlaşır. Nazi Partisinin eğitimle yaptığı şeylerden biri de buydu. Bu önyargılar o kadar küçük yaşta zihinlere işlenmişti ki karşı koymak çok zordu.
Erkek No. 4: Gençken, ortaokulda okuduğum zamanlar, sokakta ya da haberlerde duyduğum şeyleri tekrar ederdim. Devletin ya da devlet televizyonunun yalan söyleyeceği aklımdan geçmezdi. Ama büyüyorsunuz, çok okuyorsunuz ve medyayı yönetenlerin de insan olduklarını ve hata yaptıklarını keşfediyorsunuz. Bazen düşünme biçimlerinin tamamen yanlış olduğunu görüyorsunuz.
Erkek No. 5: Bence propaganda kimi yönlerden bir araç. Kendi içinde zararlı ya da yararlı değil, nötr gibi. Zararın söz konusu olduğu nokta ise bu aracın arkasında duran mesaj. Aldatmacanın Devlet Hâli’ndeki Nazi propagandası da hemen hemen aynı şekilde. Hep şu çok olumlu imgeler. Bilirsiniz; endüstri, çalışan insanlar, tarım yapan insanlar, geleneksel danslar, düzenli saflar hâlinde yürüyen askerlerimiz. Bunların tümü Nazi devletinin çok güçlü, çok kuvvetli olduğunu gösterir. Ama sonra bunların gerçekte ne anlama geldiği, neden bu imgelerin dolaşıma girmesini istedikleri konusunda bilgiye sahip olunca, ensemdeki tüyler diken diken oluyor.
Genç kız No. 1: Genç insanların bu bakımdan farklı olmaları gerekmez ama özellikle ergenlerin akran baskısı denen şeye karşı korunmasız kaldıklarını düşünüyorum.
Genç erkek No. 1: ...ve sonra Nazi Almanyası’nı tekrar düşününce, bir şeye ait olduğunuz hissinin, çok güçlü bir yoldaşlığın hoşa giden bir tarafı da var. Ayrıca eylemlerinizi “Ben bu grubun bir parçasıyım” diyerek açıklamak belki de daha kolay.
Genç kız No. 1: Ama sorumluluk tamamen size ait değil. Böylece size çok da doğru gelmeyen bir şey olduğunu hissediyor bile olsanız, yine de... bunun bir parçası olmaya devam edebilirsiniz.
Genç erkek No. 1: ...ama sonra da “Ya, işte, herkes ne yapıyorsa ben de aynısını yapıyordum. Diğerlerini takip ediyordum. Benim fikrim değildi.”
Genç kız No. 1: Bir kere buna saplanıp kaldığınızda farklı olmayı denemek çok zorlaşır. Özellikle de bu gruptan başka bir seçeneğiniz olmadığını düşündüğünüzde. “Buradan çıkarsam nereye giderim ki?” diye düşünürsünüz. “Gidebileceğim başka bir yer yok.” Bence bu gerçekten de büyük, öldürülmekten endişe etmek olmasa bile ilişkide olabileceğiniz hiç kimsenin kalmaması korkusu. Bence gerçekten de güçlü.
Erkek No. 6: Bence korku, propagandaya güç kazandıran muazzam bir etken. İnsanlar, korumaya değer bir şeye sahip olduklarında kötü olayların olmasına daha çok izin verirler. Bence hükümet, ortalama vatandaşı ikna etmede daha becerikli: “Biliyor musun? Hayat tarzını devam ettirmen için gidip şu insanlara zarar vermeliyiz.” Bence Holokost’ta olan kabaca buydu.
Erkek No. 2: Nazi işgali altındaki Hollanda’da doğdum ve ailemin çoğunu Holokost’ta kaybettim. Bence önemli mesaj gerçekten de tam olarak Adolf Hitler’in kullandığı kelimeler, “propaganda bir uzmanın elinde korkunç bir silaha dönüşebilir.” Bu durumda önemli olan, mesajın ne olduğunu değerlendirmeye dönüşür. Bu bence halkın önemli bir görevi.
Genç kız No. 1: İzlediğim ya da gördüğüm bir şey [gülüyor] başkalarının bende uyandırmak istediği şeyleri hissetmemi sağlamaya başlıyorsa söylediklerindeki gerçeklerle yakından ilgilenmeye başlarım ve arka plandaki müzikten ya da gördüğüm görüntülerden sıyrılıp gerçekten şunlara odaklanmaya çalışırım: Burada ne diyorlar? Bunun hakkında ne biliyorum? Doğru mu? Anlamlı mı?
Kadın No. 3: Propagandanın bana en kötücül göründüğü zamanlar, aşina olduğunuz, günlük kişisel çevrenizden istifade etmeye çalıştığı zamanlar. Sosyal medyanın özelliklerinden biri, seslerin bu şekilde eşitlenmesi ve kamusal ile özel olanın sınırının, insanların bilgi kaynakları ve bilgi bağlamları hakkında bu bilgiyi paylaşmaya başlamadan önce dikkatlice düşünmesini talep edecek şekilde bulanıklaşması.
Kadın No. 4: Propagandanın etkili olması için propagandayı sunan insanlar, araştırma yapmayacağınıza bel bağlıyorlar. Sizin tembellik edip sadece verilenle yetineceğinizi umut ediyorlar.
Kadın No. 1: Yalnızca aynı görüşte olduğunuz web sitelerini ziyaret etmek her zaman çekici bir fikirdir. Sizi doğrular. Ayrıca daha kolaydır.
Kadın No. 2: Ya zamanımız yok ya da olan biteni daha derin analiz etmeyi seçmiyoruz. Sanırım bazen seçsek bile söylediklerimizin bir fark yaratmayacağını düşünüyoruz. Bilirsiniz, biz olmasak da her şey olduğu gibi devam edecek.
Genç kız No. 2: Bence bu kendinizi bilgili hâlde tutmanızla ilgili. Bir siyasetçinin ne yaptığını ya da birinin size ne satmaya çalıştığını gerçekten kontrol edemezsiniz. Ancak kendinizi ne kadar çok bilgilendirirseniz kötü propagandadan etkilenme ihtimaliniz o kadar azalır. Propagandayı gerçekte olduğu hâliyle görebilirsiniz.
Erkek No. 6: Ortalama vatandaşlar olarak düşündüğümüzden daha çok güce sahibiz.
Erkek No. 3: Propaganda, dinleyicilere muhtaçtır. Konuşmacının söylediğine inanan bir grup insana ihtiyacı vardır. Hiç kimse inanmazsa propaganda da yoktur. Var olmak için birinin katılması, birinin inanması gerekir.